Ezik kelimesi ingilizce “looser” kelimesinden gelir. “Kaybeden” olarak da çevrilebilir ancak günümüz ergenleri tarafından argo olarak kullanımı daha yaygın olan “ezik” kelimesidir. Peki kimdir bu ezik? Ezik kelimesi, Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde olaylar ve hayat şartları karşısında güçsüz duruma düşmüş üzüntülü olarak tanımlanmaktadır. İnternette ve sosyal medyada biraz gezinince bu tanımın değişik varyasyonlarına da rastlamak mümkün. Kimileri güçsüz olduğu halde güçlü gibi durup diğer kişilere karşı aşağılayıcı davrananları, kimileri ise kendisini savunamayanları, kimileri ise sahip oldukları ile üstünlük taslayanları ezik bulmaktadır. Gördüğünüz gibi herkesin eziği farklı. Her okulun “eziği” de farklı aslında. Kimi okullarda derslere çok çalışan, sosyal faaliyetlerde yer almayan çocuklar ezik sayılırken ders başarısı önemli olan kimi okullarda ders notları düşük, içe dönük çocuklar ezik olarak görülür. O kadar değişkendir ki bu tanım özetlemek gerekirse her çevrenin normlarına göre farklı olan “ezik”lenir. Bu konu, Akran zorbalığına uğrayan kurbanı akla getirse de benim seçeceğim kelime ergen popülasyonunun “öteki”sidir “ezik”.
Akran zorbalığı nedir?, Niye ezik deyince aklımıza geliverdi?
Saldırganlığın bir alt türü olan Akran zorbalığı, kişi ya da kişilerin güç dengeleri açısından fiziksel ya da ruhsal anlamda kendisinden daha güçsüz kişilere karşı, bir tahrik unsuru olmaksızın düzenli bir biçimde fiziksel, sözel ya da psikolojik anlamda kasıtlı olarak zarar verme amacı taşıyan davranışlarının tümü olarak tanımlanmaktadır.
Akran zorbalığı olarak tanımlanabilmesi için bir davranışın üç ölçütü içermesi gerekmektedir.
1) Taraflar arasında güç dengelerinin birbirine eşit olmaması, zorbaca davranışa maruz kalan kurbanın, zorbaya karşı kendisini savunamayacak durumda ve çaresiz hissetmesi,
2) Herhangi bir tahrik unsuru olmadan kasıtlı olarak zarar verme amacı taşıyan saldırgan bir davranış olması,
3) Bu davranışların süreklilik taşıması yani zorbanın bu davranışları bir kere değil devamlı sergiliyor olması gerekir.
Yani birbirleri ile eşit güce sahip iki gencin kavgaya tutuşması zorbalık olarak tanımlanamaz. Zorba davranışlar, fiziksel zorbalık (itme, vurma vb.), sözel zorbalık (küfür etme, alay etme, isim takma vb.), Dışlama-yalnızlaştırma, söylenti çıkarıp yayma ve bireyin mal ve eşyalarına zarar verme olarak beş türe ayrılmaktadır. Son teknolojik gelişimlerden sonra iletişim teknolojilerini (cep telefonu bilgisayar vs.) kullanarak bir birey ya da grup tarafından diğerlerine zarar vermek amacıyla kasıtlı ve düşmanca davranışları içeren “sanal zorbalık” diye ayrı bir tür de literatürde tanımlanmaktadır. Sanal zorbalık cinsel içerikli mesaj ya da fotoğraf göndermek, kişinin istenmeyen görüntülerini sosyal medyada paylaşmak, sohbet odalarından dışlamak, oyundan çıkarmak, hesabını hacklemek vs. gibi davranışları kapsamaktadır.
Zorbalık durumunda paylaşılan roller zorbalık statüleri olarak da tanımlanmaktadır. Bu roller; zorba, kurban, zorba-kurban, karışmayan ve izleyicilerden oluşmaktadır.
Zorba: kendinden güçsüz kişilere kasıtlı zarar verme amacı taşıyan davranışları tekrarlı bir biçimde eyleme döken kişiler,
Kurban: zorbalığa maruz kalan kişiler,
Pasif kurban: zorba karşısında pasif itaatkar güçsüz kalan olanlar karşısında kendisini suçlayan kurbanlar,
Zorba-kurban: diğerlerine zorbalık yapan yıkıcı davranışları olan kurbanlara provokatif kurban,
Karışmayanlar ise zorbanın davranışlarını destekleyen itaatkar izleyiciler ile zorbaya karşı kurbanı savunan savunucu izleyiciler ve ne zorbayı destekleyen ne de kurbanı savunan seyircilerden oluşmaktadır. zorbalığa müdahele ve farkındalık oluşturma çabalarında savunucu izleyicilerin önemli bir rolü olduğu vurgulanmaktadır. Zorbalıkla ilgili farkındalık yaratılarak savunucu izleyicilerin arttırılması hedeflenmektedir. Bu farkındalık çalışmalarından birisi de Bilgi Üniversitesi Toplumsal Psikoloji öğrencileri tarafından hazırlanmıştır. aşağıda hazırlanan videoyu izleyebilirsiniz.
Ergenler arasında ezik olarak tanımlanan kişiler bulundukları ortamdaki normlara göre farklı özelliklere sahip oldukları için öyle tanımlanmaktadır. Diğer kişilerden güçsüz ya da savunmasız durumda olmaları gerekmez. Ezik olarak görünen farklı özelliklere sahip çocuklar gençler potansiyel kurban yani kurban olma ihtimalleri yüksek tiplerdir. Danışanlarımdan birisi bulunduğu ortaokulda çok başarılı ve iyi sosyal ilişkilere sahipken yüksek bir puanla kazandığı yabancı dil ağırlıklı lisede yabancı dil öğrenmekte zorlandığı için arkadaşlarının O’nu “ezik” bulduğunu söylemişti. Başka bir danışanım ise iyi yabancı dil bildiği, yabancı müzikler dinlediği ve ders notlarının diğerlerine göre yüksek olduğu için okuldaki arkadaşlarının onu züppe bulduğunu okul çıkışlarında grup halinde onu rahatsız ettiklerini aktarmıştı. Peki ne oluyor da bazıları kurban olurken bazıları olmuyor? Kişi tarafından benimsenen başa çıkma stratejilerinin, bağlanma stillerinin ve bazı kişilik özelliklerinin bu konuda önemli etkenler olduğu düşünülmektedir.
ZORBALIKLA BAŞ ETME
Zorbalıkla baş etme stratejileri olarak çocuklar, bu davranışları yapanlardan uzak durmak, karşı koyarak mücadele etmek, durmalarını istemek, yeni arkadaşlar edinmek, göz ardı etmek, bir yetişkinden yardım istemek, polise ya da başka yetkililere bildirmek, okuldan uzak durmayı tercih etmektedirler. Bu baş etme stratejilerinden kaçınma, göz ardı etmek, teslim olmak vs. ve karşı koyarak mücadele etmek gibi yöntemlerin zorbaların davranışını ödüllendirdiği ve tekrarlama olasılığını arttırdığı düşünülmektedir. Sosyal destek aramanın, bir yetişkinden öğretmenden ya da aileden yardım istemenin zorbalığı azalttığı bilinmektedir. Ancak çocukların, zorbalardan gelecek misilleme korkusunun ve akranlarının kendileri ile ilgili algıları hakkında utanç duygusunun yardım aramayı azalttığı görülmektedir. Bu durumda okullardaki yöneticilere, öğretmenlere ve ailelere iş düşmektedir.http://www.egitimpedia.com/egitim-2/okulda-zorbaligi-onlemek-icin-5-oneri-2 bu linkte öğretmenlere ve ailelere zorbalığı önleme konusunda ayrıntılı öneriler bulabilirsiniz.
Kurbanların çoğu özgüveni düşük, kaygı düzeyi yüksek ve korumacı ailelere sahip çocuklardır. Aşırı korunan çocuklar dış dünyayı tehlikeli bir yer olarak algılar ve bunlarla tek başına baş edemeyeceğini düşünür. Bu durumda çocukları sürekli korumak yerine onlara kendilerini nasıl koruyacaklarını öğretmek daha iyi bir yöntem olarak görünmektedir. Zorbaların ise öz saygıları düşük değildir. Kaygı seviyeleri ise düşüktür. Empati yetenekleri zayıftır. Genellikle dürtüsel davranan zorbaları ayırt eden tipik özellik ise diğerleri üzerinde baskı kurma ve onları yönlendirme ihtiyacıdır. Zorbaca davrananların sorun çözme yeteneklerinin sınırlı olduğu ve zorbaca davranmayı bir baş etme stratejisi olarak kullandıkları da düşünülmektedir. Bu çocukların erken yaşlarda saldırgan davranışların kişileri yönlendirmeye ve bir gruba liderlik edebilmeye yaradığını keşfettikleri düşünülmektedir.
Zorbalığı önleme programları oluşturulurken sadece kurbanları korumaya yönelik değil, hem kurbanlara hem zorbalara yönelik olması hem de okul yönetiminin, öğretmenlerin ve ailenin sürece dahil edilmesi zorbalığı önlemede daha başarılı olunmasını sağlamaktadır. Zorbalığı önleme programlarında zorbalığın tanımlanması ve etkilerinin anlatılması, empati kurma, sosyal beceri eğitimi, sorun çözme becerileri, baş etme stratejileri üzerine çalışmaların yapılması önerilmektedir. Zorbaların tipik özelliği olan baskı kurma, yönlendirme gibi ihtiyaçlarını doyurabilecekleri yapıcı ortamlar sağlamak, bir gruba liderlik ederek bu özelliklerini yapıcı bir enerjiye dönüştürmelerini sağlayacak organizasyonlarda onlara rol vermek düşünülebilir.
Önleme programlarında öne çıkması gereken öncelikle zorbalıkla ilgili farkındalık yaratmaktır. Çocuklara zorbalığın ne olduğunu ve zorbalığa uğrayan kişinin nasıl hissedeceğini anlatmak bu konu ile ilgili neler yapılabileceği üzerine tartışmak, zorbalığa maruz kalındığında ya da buna tanıklık ettiklerinde neler yapabilecekleri üzerine tartışmak etkili baş etme stratejileri üzerine çalışmak etkili önleme programlarının içeriğini oluşturmaktadır. Zorbalığa maruz kalındığında, zorba ve kurban dışında rol alan diğer kişilerin pasif izleyicilerden ya da zorbaya yandaşlık eden itaatkar izleyicilerden değil de kurbanın yanında yer alan savunucu izleyicilerden oluştuğu durumlarda zorbalığın önemli oranda azaldığı görülmektedir. Özellikle alay etme, dışlama, dedikodu yayma gibi davranışlarda zorbanın davranışlarına gülerek destek veren diğer kişilerin varlığı zorbaca davranışı kuvvetlendirmektedir.
SONSÖZ
Çocuklarımıza farklılıklara saygılı olmayı, zorbaca davrananlara “DUR” ve “HAYIR” demeyi öğretmek, sorum çözmenin bir çok alternatif yolu olduğunu kaba davranmanın etkili bir yol olmadığını anlatmak ama önce anne babalar olarak bu anlattıklarımızı uygulayarak onlara model olmak bile zorbalıkla baş etmede farklar yaratmaktadır.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Bayar, Y. ve Uçanok Z. (2012). Ergenlerin Dahil Oldukları Zorbalık Statülerine göre Okul Sosyal İklimi ve Genellenmiş Akran Algıları. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri 12(4), www.edam.com.tr/kuyeb
Burnukara, P. ve Uçanok Z. (2012). İlk ve Orta Ergenlikte Akran Zorbalığı: Gerçekleştiği Yerler ve Başetme Yolları. Türk Psikoloj Yazıları, 15 (29), 68-82.
Gökler, R. (2009). Okullarda Akran Zorbalığı. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, erişim, http//www.insanbilimleri.com.
Şirvanlı-Özen, D. ve Aktan, T. (2010). Bağlanma ve Zorbalık Sisteminde Yer Alma: Başa Çıkma Stratejilerinin Aracı Rolü. Türk Psikoloji Dergisi, 25 (65), 101-113.